NOSTALJİK SARAYKÖY GÖRSELLERİ - İSTASYON CADDESİ / 1940/1950'LİLİ YILLAR
YAZAN: İbrahim Helvacı- Facebook “DÜNYADAKİ SARAYKÖYLÜLER” GURUBUİbrahim Helvacı:
Bu fotoğraf muhtemelen 1940'lı, belki de 1930'lu yıllara ait. Burası İstasyon Caddesinin Efe Meydanındaki başlangıç noktası. Tabii o zamanlar Efe Meydanı filan yoktu.Şimdiki İş Bankası köşesinden İstasyona doğru yürürken, sağdaki ilk sokağa kadar olan binaların mülkiyeti tamamen "Üsencikler" diye bilinen Hüseyin Oktay ailesine aitti.
Fotoğrafta sağ başta gördüğümüz ilk dükkan Hüseyin Oktay ve oğullarının yedek parça ve motor yağı satışı yaptığı dükkandı. Hüseyin Oktay'ın vefatından sonraki yıllarda (!960'lar) oranın mülkiyetini İş Bankası satın aldı ve oraya şimdiki şube binasını inşa etti.
Köşedeki dükkandan (şimdiki İş Bankasından) sonraki iki katlı blokun konut olarak kullanılan üst katında Hüseyin Oktay ailesi otururdu. Alttaki dükkanlar ise kiraya verilirdi. Bu iki katlı blok o yıllardan beri bazı tadilatlar gördü ama hiç tamamen yıkıma uğramadı; tadil edilmiş haliyle halen yerinde duruyor.
Hüseyin Oktayın vefatından sonra bu iki katlı bloku İbrahim Bayrakçı satın aldı. İş Bankasından İstasyon Caddesine doğru giderken bitişikteki dükkanı ekmek fırını haline getirdi. Orası yıllarca Bayrakçı Fırını olarak çalıştı. Fırının bitişiğinde ise İlhan Mitroviçe'nin berber dükkanı vardı. Fırının ve berber dükkanının olduğu yerde şimdi pideci var.
Berber dükkanından sokağın köşesine kadar olan dükkanda ise Nazmi ve Ünsal İplikçi'nin Ünsal Eczanesi vardı; şimdi orada pastane var.
Eczaneden sonra sokağın diğer tarafına geçince altta Cemal Köseoğlunun manifaturacı dükkanı, üstte de evi vardı. Şimdi o köşede AKP İlçe Başkanlığının bulunduğu çok katlı bina var.
Sol tarafta gördüğümüz altı dükkan üstü ev olan bina ve sonraki tek katlı yapılar benim 1950 ortalarındaki çocukluk yıllarımda bile yok olmuştu. Mehmet İpek ağabeyimiz oradaki dükkanlardan birinde terzi çırağı olarak çalışmış ve komşu dükkanlardan birinde Ahmet Varlık'ın babası Fotoğrafçı Hacı diye bilinen Mehmet Varlık'ın dükkanı olduğunu hatırlıyor.
1955'lerde sol köşe boştu ve o köşeden içeriye doğru biraz ötede Ağalar Camii vardı. Caminin önünde de camiyi yaptıran Buldanlıoğullları ailesinden birkaç kişinin mezarı vardı. O mezarlar 1950 sonları veya 1960 başlarında Sarayköy Mezarlığına taşındı.
Ağalar Camii'nden İstasyona doğru Buldanlıoğullarının çırçır fabrikası varmış. 1950'li yıllarda o fabrika binası bir hurdalık olarak dururdu ve biz çocuklar olarak önünden korkarak geçerdik.
Benim hatırladıklarım ve öğrendiklerim bundan ibaret... Burada adı geçen ve ebediyete göç etmiş büyüklerimize rahmet, yaşamını sürdürenlere sağlıklar diliyorum.
* * * * * * * * * * * * * * *
Hüseyin Hüsnü Oktay:
Bu sağda görünen birinci dükkan üsencik dedemin manifatura dükkanı, bitişiği babamın tamirhanesi,onun üstü mitroviçiin berber dükkanı,onun bitişiği ev kapısı dedemin evi onun bitişiği nazmi abinin eczanesi ara sokak ve köşe celal'ların manifatura dükkanı,yıllar 30 40 değil 50 li yıllar.******************************
İbrahim Helvacı:
Berber İlhan Mitroviçe 1955-1956 yıllarında
bizim evin altındaki Berber Osman Güleç'in dükkanında kalfa
olarak çalışıyordu; kendi dükkanını henüz açmamıştı.
1955-56
yıllarında Nazmi İplikçi henüz eczane sahibi değildi.
Sarayköy'ün tek eczanesi Buldan Caddesi üstünde bulunan
Denizli'li Uzunoğlu ailesine ait Saray Eczanesi idi. Uzunoğlu'lar
1960' ların başlarında veya ortalarında eczanelerini Denizli'ye
taşıdılar. Nazmi ağabey, ayni yerde Mehmet Bey isimli bir
eczacının mesul müdürlüğünde yeni bir eczane açtı. Sonra
İnci Hanım, daha sonra da Sevil Hanım isimli eczacıların mesul
müdürlüğünde Buldan Caddesi üzerinde eczacılığa devam etti.
Ünsal Hanım mesul müdür olduğunda (1960 sonlarına doğru)
eczaneyi Efe Meydanındaki köşeye taşıdı. O tarihte dükkanın
mülkiyeti Hüseyin Oktay'a mı, İbrahim Bayrakçı'ya mı aitti,
bilmiyorum.
1955-56 yıllarında bu fotoğrafın solunda
gördüğümüz dükkanlar ve evler yerlerinde yoktu. Bu fotoğrafın
bir çıktısını alarak bundan 3 yıl kadar önce Mehmet İpek
ağabeyimizle Sarayköy'deki evinde görüştüm. Benim hatırlayıp
da yukarıda paylaştığım bilgilerden fazlasını da 1926 doğumlu
Mehmet ağabeyden öğrendim. O yıllarda ilkokul bitiren çocuklar
çıraklığa verilirdi. Mehmet İpek ağabeyimiz 12-13 yaşlarında
sol taraftaki dükkanlardan birinde terzi çıraklığına
başladığına göre yıl 1938 -1939 demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder