18 Şubat 2012 Cumartesi

Sarayköy'den fıkra tadında öyküler -2 / Emin Hayrettin Helvacılar









Terzi Dede’nin Selâmı
Sarayköy ilçesinin eski kahvecilerinden Cemal Uz (merhum) şimdi yerinde Atatürk Parkı bulunan kahvehanenin müsteciri [kira karşılığında bir yeri tutan, kiracı] idi. Bazı müşterileri, sanırım onu kızdırmak için içtikleri meşrubatın parasını vermeden giderlerdi. O da kahvehanenin camına bir kâğıt yazarak yapıştırır, ücreti tahsil edinceye kadar o kâğıdı orada bırakırdı. (Filân köyden filândan şu kadar lira alacağım var.) türünden yazıları ben de çok okudum.

Cemal Uz bir ara cezaevine düşer. Eski cezaevi, ilçenin batı çıkışında tek katlı bir bina idi. Cemal Uz’un kahvehane komşusu Terzi Dede diye bilinen Dede Deveciler, muziplik olsun diye yolu cezaevinin önünden geçen köylülerle komşusuna selâm gönderir.

-Yolunuz cezaevinin önünden geçiyor. Geçerken Cemal’ benden selâm söyleyin.

Selâm Allah’ın kelâmı... Hasköy, Yakayurt (eski adı Dailli), Kumluca ve Tırkaz köylüleri, köylerine giderlerken üzerlerine aldıkları selâmı iletmek için cezaevinin önünde dururlar. Nöbet tutan gardiyanlara meramlarını anlatırlar. Gardiyan, içeriye seslenir:

-Cemal Uz! Ziyaretçin var.

Aranıp sorulmak da güzeldir amma cezaevinin ziyaretçisi sigara getirecektir. Cemal Uz, bir paket daha sigaraya kavuşmak için koşar. Bakar ki Terzi Dede’nin selâmı. Bir böyle, iki böyle, yapılan şakayı anlar.

Bir gün, Cemal Uz’un kızı ona yemek getirir. Gardiyan “Ziyaretçin var!” diye seslendiğinde, terzi komşusunun şaka selâmlarından biri olduğunu sanarak, görüşmeye çıkmaz. Kız uzun bir süre bekler. Nice zaman sonra, gardiyanın; “Bu sefer gelen kızın.” demesiyle görüşme yerine çıkar.

Tevfik oğlu, 1938 Sarayköy doğumlu Yahya KORKUT’tan derlenmiştir. (Haziran 2004)

Hiç yorum yok: