29 Nisan 2010 Perşembe

Sarayköy Yöresi Yemek Kültürüne dair dostça söylemler / Atila Girgin

Sarayköy Yöresi Yemek Kültürü 
ve Beslenme Alışkanlıkları

FACEBOOKTAKİ “DÜNYADAKİ SARAYKÖYLÜLER” Gurubu üyelerinin iletileriyle geliştirilen bu değerli notları sizlerle paylaşmak istedim.
Esenlik ve dostluk dileklerimle.

Atila:
Küresel baskı ve egemen kültürlerin etkisi altında giderek yok olan değerlerimizi korumak, yok olmalarını önlemek adına yöre ve bölgesel yemek kültürümüze yönelik birikimlerimizi açığa çıkarmak, onları paylaşmak ve yok olmalarını önlemek sorumluluğumuzdur. Özellikle sevgili gençler, büyüklerinin bu konulardaki birikimlerini onlardan öğrenerek, video, fotoğraf ve yazılı olarak herkesle paylaşmalılarki bu değerlerimiz korunabilsin, yok olmasın. Ve de bize özel güzel şeyler Tüm yurdum insanıylada paylaşılabilsin.Örneğin ilk anda aklıma gelenlerden bazıları: Pekmezle yapılan üzüm köftesi, Pekmez sucuğu, Tarhanayla birlikte tüketilen çiğ patlıcan alışkanlığı, Çingene pilavı, Yoğurtlu patlıcan ezmesi, Taze fasülye yemeğinin yoğurtla tüketilmesi, İçki mezesi olarakda tüketilen isli yoğurt, bölgesel kese yoğurdu, vs vs , daha akla gelmeyen bir çok güzel şey ortaya çıkarılarak herkesle paylaşılabilir.
Dikkate alınacağı inanç ve dileğiyle esenlikler.

Atila:
DENİZLİ YÖRESİNİN YEMEK KÜLTÜRÜ
Denizli'de geleneksel yemek türleri ve beslenme alışkanlıkları sürmektedir. Kedi börülcesi çorbası,Mercimek çorbası,Domates çorbası, kuru börülce çorbası, Tarhana çorbası, ovmaç çorbası gibi yöreye özgü çorba türleridir. Et yemeklerinin başlıcaları tas kapaması, kumbar dolması, sirkeli et, nohutlu et, Tandır,kol dolması, ciğer sarma, saçta işkembedir.

Denizli mutfağının temelini sebzeli yemekler oluşturur.Özellikle patlıcan yemek çeşitleri çoktur. Kuru patlıcan dolması, patlıcan gözlemesi gibi vb. Taratorlu börülce salatası, ebe gümeci salatası, filiz salatası Yöreye özgün salata türleridir.
Börek ve tatlı türlerinde Ege Bölgesi özellikleri görülür. Yufka, şipit, bazdırma evlerde yapılan ekmekledir. Yöredeki beslenme alışkanlıklarından biri de yatmadan önce yenen “yat geber ekmeği”dir. Kışın darı, kavurga, ceviz, kestane; yazın türlü meyveler, salatalık, kavun, karpuz yenir.

Atila:
MAHALLİ YEMEK TARİFLERİ ve ÖZELLİKLERİ

Bölgemiz itibariyle tanınan fakat yerleşim mahalleri itibariyle değişiklikler gösteren mahalli yemeklerimizden bazılarının özellikleri aşağıya çıkarılmıştır.

-Çaput Aşı :
Toplanan taze bağ yapraklarından yapılır,yapraklar küçük parçalar halinde doğranır. Üzerine yağ ilave edilerek haşlanır. Sonra pirinç ve etle birlikte pişirilir. Üzerine yoğurt dökülerek yenir.

-Alaçora :
Haşlanmış kuru fasulyenin üzerine tereyağı ve bulgur ilave edilir, tuz,biber ve su konulduktan sonra suyu çekilinceye kadar pişirilir.

-Un Çorbası :
Salça, yağla kızartılır. Un, kızartılmış yağla kavrulur. Yeterince su, tuz, biber ilave edilirek kaynatılır. Sıcak içilir.

-Darı Ekmeği :
Mısır unu yeteri kadar tuz, su ilave edilerek yoğrulur. Sonra sac üzerinde pişirilir. Sıcak iken üzerine tereyağı sürülüp, üstüne peynir konulup yenir. Soğuk sütün içine soğuk darı ekmeği doğranarak da yenir.

-Ayran Ufaklaması (Doğrameç) :
Yoğurda tuz konarak ayran haline getirilir. İçine mısır ekmeği doğranır ve kaşıkla yenir. Acı biber ve domates salatası ile de lezzetli olur.

-Tirit :
Buğday, mısır, bakla, nohut ve kuru fasulye haşlanır.. İçine toz kırmızı biber, karabiber, tuz konur ve kaynatılır.. Az sulu piştikten sonra indirilir. Servis yapılır. Üstüne badem içi, ceviz içi fındık kırması konularak kaşıkla yenir. Özel günler ve misafirler için bir eğlence ve toplanma vesilesidir.Acıpayam yöresinde çocukların ilk dişinin görüldüğümde pişirilip dağıtılır. Ayrıca hayır için pişirilip çocuklara dağıtılır.

-Tarhana Çorbası :
Yazın hazırlanıp kurutulan tarhana bir miktar suda eritilir. Bir tencerede kızartılan salça, yağ,kıyma ve sarımsağın üzerine ilave edilerek yeterince su eklendikten sonra kaynayıncaya kadar karıştırılır, İyice kaynadıktan sonra sıcak sıcak yenir.

-Karın (Mumbar) Dolması :
Pirinç, kıyma, karabiber, kimyon ve tuz dolma içi hazırlandığı gibi karıştırılır. Karışım bol su ilave edilir. Karışım bir huni veya lamba şişesi yardımıyla mumbarın ağzından doldurulur. bir kapta su ilavesiyle pişinceye kadar kaynatılır. Sıcak olarak servis yapılır. Soğuyan dolma dilimlenip tereyağında kızartılarak da yenir.

-Denizli Turşusu :
Biber, taze fasulye, salatalık, gök domates bir teneke veya küp içine yerleştirilir. Üzerine tuzlu sirke veya limon tuzu ilave edilir. Sarımsak soyularak içine atılır.Kabın ağzı sıkıca kapatılır.Bir müddet sonra turşu hazırdır.

-Patlıcan Kebap :
Bir tencerede kuşbaşı et tereyağı ile birlikte kavrulur, salça ilave edilip pişirilir. Ayrı bir yerde taze patlıcan soyulduktan sonra dilimlenerek doğranıp, yağda kızartılır. Kızaran patlıcanlar tepsiye döşenir. Pişen etler patlıcanın üzerine konur. Üzeri domates ve yeşil biberle süslenir. Tuz ve karabiber konur. Fırında pişirilir.

-Kaçamak :
Yarım litre tuzlu su kaynatılır. Su kaynamaya başlayınca, içine serpilerek üzere yeteri kadar un katılır. Bu işlem yapılırken, diğer taraftan tahta bir kaşıkla hızla unlu su karıştırılarak, karışım birbirlerine iyice yedirilir. Karışım koyu bir muhallebi kıvamına gelinceye kadar devamlı karıştırılır. Bir tavada kızdırılmış yağa bir miktar kırmızı biber eklenir. Kırmızıbiberli yağ tenceredeki unlu karışıma eklenerek servis yapılır .

-Kuzu Çevirme :
Bütün kuzu eti iyice temizlenerek tuzlanıp biberlenir. Hafifçe sulandırılmış salça içine ve dışına sürülerek terbiye edilir. İçine lezzetli olması için kekik konur. Hazırlanmış olan kuzu eti yakılan odun közü üzerine dikilen çatal kazıkların üzerine bir kazığa geçirilerek oturtulur. Et iyice pişinceye kadar arada sırada çevrilerek pişirilir. Pişirme işlemi bir çukur kazılıp et içine sallanarak da yapılabilir.

-Sıyırma :
Ayşe kadın fasulyenin tazeleri toplanıp, yıkanır, temizlenir ve toprak tencereye konur. Üstüne biraz patates eklenerek yeterince su konur. Taze birkaç kabak yaprağı örtülerek, üzerine ağırlık yapması için bir taş konur. Pişirinceye kadar ateşte tutulur. Pişince ateşten alınır ve suyu süzülür. Bir tepsi üzerine ters çevrilerek dökülür. Patatesler üzerinden alınıp, tuzu ekilir.Soğan ve közlenmiş biberle birlikte yenir.

-Arabaşı :
Özellikle yüksek bölgelerimizde kış mevsimlerinde pişirilir. Av hayvanlarının etinden ya da tavuk eti ile yapılır. Tavuk ve av hayvanlarının etleri iyice pişirilir. Acılı ekşili et suyuyla hamur yoğrulur ve pişirilir. Büyük bir siniye dökülerek soğutulur. Hamurun ortası açılır,et sulu çorba buraya konulur. Kaşıkla hamur alınıp çorbadan kaşıklanarak yenilir.

-Et Çevirmesi :
Babadağ ve Sarayköy yöresinde daha yaygındır. Koyun sırtlarından yağ kesilir. Bu yağlar baharatla ovularak bir şişe dizilerek serin bir yerde bir süre bekletilir. Kuru soğan kıyılarak salça ile ovulur. Köz halinde olan kömür üzerine, şişlere dizilen yağlar pişmeye bırakılır. Yağlar pişerek akmaya başlayınca yufkalara sıra ile basılarak emdirilir. Yağlar iyice küçülünce ye kadar bu işleme devam edilir. Daha sonra iyice emdirilen yufkalar salçalı soğanla siniler üstünde servis yapılır.

-Yoğurtlu Patlıcan Gömmesi :
Közde pişirilen patlıcanların kabukları soyulur. Yağ içinde tekrar pişirilir. Ayrı bir tabakta koyun yoğurdu ezilir, içine sarımsak eklenir.. Yağda pişirilen patlıcanın üstüne yoğurt dökülerek karıştırılır.. Üzerine eritilmiş tereyağı gezdirilir. Sıcak olarak taze soğan, tere, maydanoz, nane, biber kızartması, taze biberle birlikte yenir.

-Et Kapaması :
Genellikle Babadağ yöresinde pişiririlen bir yemek çeşididir. Koyun, oğlak veya kuzu eti küçük parçalar halinde doğranır, salça ile ovulur. Sarımsak, soğan ve patates doğranır,Hepsi bir tencerenin içine doldurulur. Üzeri bir tava ile kapatılır ve tencere ters vaziyette kömür ateşinin üzerine konur ve pişmeye bırakılır. İstenirse tavanın boş kenarlarına pirinç ilave edilebilir veya suyu ile de ayrıca pilav pişirilebilir.. Et kapaması sıcak olarak, yanında salata ile servis yapılır.

-Sura :
Koyun veya keçi etinin kaburga kısmının etinden yapılır. Etli kaburganın et kısmı kemiğinden ayrılarak açılır. Kemik ile et arasına pirinç, karabiber, kırmızıbiber ve baharat çeşitleri konup et kapatılarak dikilir. Sonra bir tencere içine oturtarak az su ve tuz ilavesiyle pişmeye bırakılır. Piştikten sonra olduğu gibi sofraya konur, sıcak olarak yenir. Bu yemek genellikle Kale ilçemiz ve köylerinde yapılmaktadır.

-Keşkek :
Orta Asya'dan bu yana milli yemeklerimizden biridir keşkek. Keşkek en çok Babadağ'da usulüne uygun olarak yapılır. Keşkeğin ana maddesi yağlı keçi veya koç eti ile dövülmüş buğdaydır. Genellikle düğünlerde yapıldığı için, bu tarifimiz 750 kişiliktir. 40-45 kg. kadar yağlı keçi veya koç eti, 30 kg. dövülmüş beyaz buğday, 2 kg. tereyağıdır. Büyükçe bir kazan içinde buğday, başka bir kazanda et normal ateşte pişirilmeye başlanır. Buğday piştikçe ağır ağır ara sıra karıştırılır ve pişen etin suyundan eklenir. Et iyice piştikten sonra çıkarılır ve kemiğinden ayrılır ve iyice ezilir ve tamamen pişen buğdayın içine eklenir ve karıştırarak bir süre daha pişirilir. Daha sonra tereyağı bir tavada kızartılır.. Üzerine kırmızı biber ilave edilir. Keşkeğin üzerine tabaklara konduktan sonra gezdirilir. Yanında turşu veya salata ile birlikte yenir.

-Gındıra Çorbası :
Ayıklanan ve temizlenen gındıra önce sıcak suda haşlanır. Haşlandıktan sonra kabuğundan ayrılır. Haşlama suyuna yağda kavrulmuş soğan ilave edilir. Ayrıca erik, ekşi ve tuz katılır. Sonra on dakika kadar daha kaynatılarak yenir. Gındıra çorbası, genellikle Çameli yöremizde yapılmakta olup lezzetli ve bol C vitaminlidir. Gındıra ayrıca bulgur ve pirinç pilavlarına da karıştırılarak yapılabilir.

SARAYKÖY YILLARIMA AİT BAZI YÖRESEL YEMEKLER VE DAMAK ALIŞKANLIKLARIMIZ

Kentleşme olgusuyla birlikte geleneksel alışkanlıklarda değişmektedir. Bu bağlamda yemek kültüründe de değişiklikler oluşmuştur. Bölge ve yöre genelindeki geleneksel alışkanlıklara göre durumun ne olduğuna kısacada olsa değinmek gerekirse; Geleneksel olarak günün ilk öğününde, tarhana çorbası ve yanında çiğ patlıcan yendiği bölgede, yerel beslenme alışkanlıkları ve yemek türleri varlığını yer yer sürdürmektedir.
Yöreye özgü yemekler arasında kedi börülcesi çorbası, ovmaç çorbası, sirkeli et, tas kapaması, kumbar, sacda işkembe, kuru patlıcan dolması, patlıcan közlemesi ve taratorlu börülce sayılabilir.
Toprağı bol olsun, ışıklar içinde yatsınlar, sevgili anneannemlerin Babadağ yolu üzerindeki bağ evlerinde, yukarıda saydığım yemeklerin hepsinin yapıldığı ve hala o leziz tadların damağımdaki yerinin eşiz olduğunu vurgulamak isterim. Yemekler, yer ocağı ateşinde ve toprak kaplarda orta ateşte uzun süre bekletilerek, dinlendirilerek yapıldığından, sonraki yıllarda o damak tadını hiçbir zaman hissedemedim. Büyük tepside içine ekmek doğranarak yenen tarhananın adı çocukluğumuzda tarhana aşı idi. Bir yer sofrasında, büyük bir sini etrafına dizilen üç kuşaktan aile üyeleri zevkle yemeklerini yerlerdi. Yemek sadece geçiştirilmesi gereken bir öğün değil, aile fertlerinin bir toplanma ortamıydı. Günün değerlendirilmesi, gereksinimler ve yapılması gerekenlerin konuşulduğu bir aile meclisiydi aynı zamanda.

Yine bu sofralardan aklımda kalan, o günlerde evlerde yapılan, bizlerin ev makarnası (Erişte) dediğimiz, ince uzun çubuk yada üçgen şekilli olarak kesilerek yapılan, üzerine bolca keçi peyniri dökülerek yer sofrasında büyük tepsi içinde servis yapılan makarnanın tadına da doyum olmazdı. Rahmetli anneannemin yaptığı tas kapaması, kumbar ve patlıcan dolmalarının tadını unutmak ne mümkün.

Ben burada ağırlıklı olarak 1960’lı yılların ilk yarısından bazı damak tatlarımı aktarıyorum. O yıllarda yazları bağ ve bahçelerine göçen aileler sonbahara değin oralarda kalırlardı. Ekmeklerini de kendileri yaparlardı. Yufka, bezirme, şipit, bazlama başlıca ekmek çeşitlerimizdi. Bezirmenin içine ekşili patlıcan közlemesi konularak yapılan dürümün tadı doyumsuzdu. Yine yeni yapılmış sıcak bezirmenin içine zeytinyağı sürülerek ve keçi peyniri konularak yapılan dürümün tadını da hiç unutamam. Mısır unundan yapılan ortalama bir tabak büyüklüğünde, üzeri susamlı sıcak bazlamanın, üzerine zeytinyağını döküp, çatal yada bıçakla bazlamayı deldirip yağını emdirdiğimiz o nefis lezzetteki bazlamaları şimdi bulda ye bakalım, ne mümkün.

Bilimsel olarak yanlışlığı kanıtlansa da o yıllarda, gecenin bir vaktinde yediğimiz yemeğin adı da “ YAT GEBER EKMEĞİ “ idi.

YÖRESEL YEMEKLERİMİZDEN BAZILARI:

KURU PATLICAN DOLMASI
Yazdan hazırlanmış, soyulmuş ve kurutulmuş patlıcanlar haşlandıktan sonra etle doldurulup, mangalda pişirilirdi.

TAHİNLİ KATMER
Hamur açılıp, içine tahin konur ve top top yapılarak yeniden açıldıktan sonra sacda pişirilir.

PATLICAN KÖZLEMESİ
Patlıcanlar közlendikten sonra kabukları soyulup, kıyılır. Soğanla birlikte kavrulan kıymaya, domates de doğranarak, bir süre pişirilir ve patlıcanların üzerine dökülür.

NOHUTLU ET
Bir gün önceden ıslatılmış nohut, parça etle birlikte tuzlu suda pişirilir.

Vesile:
Atilla Bey'e aktif katkılarından dolayı teşekkürler.
ben de sarayköy dışında yemek kültürümüzden pek tanınmadığını düşündüğüm birkaç şeyi eklemek istiyorum:
*taze börülce (sıyırma) (taratorlu- domates soslu) : Yemek kitaplarında da yeralmıyor.
*Sirkeli ( yoğurtlu) bakla : Hazırladığım arkadaşlar özellikle rakı mezesi gibi enteresan buluyorlar.
*Tahinli (tahannı) pide : Maalesef ne istanbul'da ne de İzmirde yok.
*Tarhan çorbası yanında yazın taze patlıcan kışın turp çok şaşırtıcı bulunuyor.
*Ayrıca keşkek tanınıyor ama bazı modifikasyonlarla evde yapılabilir bir şey olabileceği düşünülmüyor.
Benim önerim geleneksel yemeklerimizi evde şimdiki modern hayat şartlarında yapılabilir olanları paylaşmak ve bu konuda çalışmalar yapmak özellikle yemek seven arkadaşlar için güzel bir paylaşım olacaktır. ( Ben keşkek denemelerimi paylaşabilirim)
Atila:
Ne güzel, ne güzel. Söylemleriniz beni aldıda 1960'lı yıllara götürdü. Aslında bu güzel yemek tariflerini herkes yakınlarından, büyüklerinden yada bu işi bilen dost ve akrabalarından öğrensede bu tarifleri grup üyeleri ile paylaşsa çok iyi olur. Aslında ne var bunda, bunlar herkesin bildiği tarifler deyip geçmek yerine, bilineni tekrarda olsa aktarmakta yarar var, bazı bilinenler, yeni farklılıklarımızında ortaya çıkmasını sağlayabilir. Genel tariflerin yanında belkide köy bazında bile farklılıklar olabilir. Bu tarifler ileride belkide şu an bilinmeyen daha hangi yemek zenginliklerimizinde olduğunu ortaya çıkarabilir. Sizlerden ricam, sizler öncülük edin ve farklı yemek tariflerinden bazılarını bu sayfaya aktarın. Bundan esinlenen birileride belki devamını getirir diye düşünüyorum. Esenlik dileklerimle.

Ayla:
Merhabalar,
Yemek tariflerimizin paylasilip sevileceginden emin olarak KESKEK tarifiyle baslamak istiyorum,
6-8 kisilik
400gr.bugday
1/2 kg.veya 750gr.kemiksiz et
Uzeri icin sos:yag(tereyag veye zeytinyagi),kirmizi biber
Bugday aksamdan , bugdaylarin ustunu asacak kadar suyla duduklu tencerede bir tasim kaynatilir ve sabaha kadar kabarmalari icin ayni suda birakilir.Sabahleyin et ve tuzu ilave edilmek uzere bugdaylar once sicak su ile acilir malzemeler ilave edilir suyunu ayarladiktan kisik ateste pisirilir.Pisen keskek cok koyu kivamli ise icine kaynar su koyarak acabilirsiniz.
Simdi keskegi keskek yapan yegane ozellige yani dogme isine sira geldi.Avuc icinden buyukce tahta kasigin tersiyle karistirildiktan sonra bugdaylar ve etler ligme ligme oluncaya kadar malzemeler kasikla tencere arasinda asagudan yukariya dogru ezilerek kivama getirilir.Servis tabagina alinip uzerine soyle bir guzel kizdirilmis yag ve biber karisimi dokulur.
Afiyet olsun.
Biliyorsunuz keskegi baska yorelerde biliyor , ben bir dipnot olarak bir kac ilave yazacagim.
Benim esim Amasya-Merzifonlu,orada keskek bayram sabahlarinda hashasli corek ve kuru baklayla yapilmis etli yaprak sarmasiyla birlikte cayla birlikte kahvaltida yenir.Keskek genel olarak evlerde pismez,iki sapli ozel toprak kuplerin icnde aksamdan ekmek firinlarina verilir ve sabaha kadar piser.Bayram namazindan cikan erkekler keskeklerini alip gelirler ve dogme isleminin ardindan keyifle yenir.
Keskegin icine salca ve nohutta koyuluyor ve sosu yag ve salcayla yapiliyor ve gercekten cok guzel oluyor.
Degisik ve gecekten lezzetli oldugu icin bunu da paylasmak istedim.

Sevilay:
yaa bizim sarayköyün bi turşusu var.nolivelli turşusu.ismi çok ilginç bu isim nerden geldiyse.bana bu turşunun tarifini verir misiniz.
Sevilay:
bir de sarayköyümüzün çingene pilavını tarif edersenizz

Ayla:
Molivelli tursusunun adini nerden geldigini bilmem ama lezzetinin ne oldugunu hele helee aciysa cok iyi bilirim:))
izninizle soyle bir guzel tarif etmek isterim: biberler (zevke gore tatli ya da aci)ve patlicanlar kozlenip bir guzel eller suya batirila batirila (hem yanmasin hem de ellerimizde is kalmasin diye)soyulup parmagimizin herbir bogumu buyuklugunde dogranir.biberlerin tohumlarini sakin cikarmayin lezzeti birazcik onda sakli.simdi diyeceksiniz ki ne kadar biber ne kadar patlican:)biberler herzaman patlicandan cok olmadir.gerci benim cocuklugumda patlican koyulmazdi ama sonra tarz degisti.belki yine oyle yapanlar da vardir.evet sira geldi sosuna: sarimsaklar soyle birguzel tuzla birlikte dovulurler, zeytinyagi ve goruk eksisiyle birlikte iyice karistirilip azicik ta su ilave edilip bir guzel karistirilirlar ve muhtesem ikilinin yanina yarenlik yapmaya giderler.aralarindaki dostluk bakii kalsin diye de birbirleriyle bir guzel sarmas-dolas olmalari icin de onlari incitmeden bir saga bir sola karistiririz.
molivelli tursusu oyle acaleye gelmez, o sofraya gelmeden en az 3-5saat once
(ben aksam yenecekse sabahtan hazirlamayi tercih ediyorum )hazirlamali ki ne oldugunu gosterebilisin.hele ertesi gune kalirsa kahvalti da bile yenir miiiiiimm ne guzel olur.
herkese afiyet olsun
sevgiyle kalin

Ayla:
cingene pilavi deyince herkesin aklina gercekten pirincle yapilmis bir yemek cesidi gelebilir(bilenler bu herkesin disinda)
bu oyle bir pilavdir ki sunumdaki adi tamamen kisiye goredir.hafif bir yemek,salata,kreplerin icine dolgu,pizzalarin ustune sergi derken uzayip gider.ha bir de tek basina harika bir mezedir.
haydi pazara ; once ozenle secilmis mis gibi kokan dometes,aci ya da tatli yesil biber, maydanoz.dereotu,yesil ya da kuru sogan,siyah zeytin veeeeeeee cokelek
izninizle simdi tarif ediyorum: yarim kg.cokelek, 2-3 domates,2 biber,1 orta boy kuru sogan ya da 4-5 tn.yesil sogan,yarim demet maydanoz ve dereotu,10-15 tn. siyah zeytin,tuz,zeytinyagi ve kirmizi toz biber.
domates, biber ve soganlar kucuk dogranir.maydanoz ve dereotu da ince kiyilir ve hepsi cokelekle birlikte tuz , zeytinyagi ilavesiyle soyle bir guzel harmanlanir.kirmizi toz biberi ister icine koyup karistirin isterseniz de uzerine serpin .
servis tabagina alip uzerine siyah zeytinleri de koyunca cingene pilavimiz yenmeye hazir sizleri bekler olacaktir.
saglikli keyifli sofralara, afiyet olsun.
sevgiyle kalin

Sevilay:
teşekkürler ayla hanım,güzel ve şiirsel tarifiniz için..

Atila:
Gerçekten harikasınız Sarayköylü dostlar. Sayfalarda amacına yeni yeni ulaşmaya başladı. Hem bir iletişim aracı olurken, hemde bilgilenmemizi yada unuttuklarımızı anımsamamızı sağlıyan bir araç oldu. Katkıda bulunanlara sonsuz teşekkürler. Keşkeğin tadı herdaim damağımdadır. Çingene pilavınıda yaz günlerini en çok tükettiğimiz gıdalar arasında sayabilirim. Başta Ayla hanım olmak üzere emeği geçenlere ve sayfaların potansiyel yazarlarına şimdiden teşekkürler, sevgiler, saygılar.

Sevilay:
ya hemen hemen tüm sitelerde denizlinin yemekleri arasında hiç adını duymadığım et yemekleri sayılıyor,sanırım bu da bizim sarayköyün beslenme alışkanlığının denizliden farklı olmasıyla alakalı.biz de zeytinyağı ve ot kültürü var.denizlinin diğer ilçelerinde et yemekleri daha yaygın.

Sevilay:
ot yemeklerimizden neler var sayabilecğimiz?ben turpotu,ısırganotu kavurmasını biliyorum başka..?

Ayla:
benim canim babacigim bahar mevsimiyle birlikte adeta yeniden dogardi;yaprak acan agac,tomurcuk veren gul nasil dogaya bir ahenk bir guzellik katacaksa(sayamadigim bitkiler kusura bakmasinlar)babam da yaptigi ot salatalariyla ve yemekleriyle baharin bu guzel ahengini annecigime ve yavrularina (ben de dahil) ozenle keyifle hazirlar" haydi cocuklarim keyifli bir aksam gecirelim" der cay bardaginin icine koydugu aslan sutuyle birlikte keyfine keyiflerimizi katarak guzel lezzetler pinarindan bizim de payimiza duseni hem yedirir hem de anlatir ogretirdi.ogrenin ki belki birgun lazim olur.ben payima duseni yedigim gibi anlattiklarindan da payima duseni ufacik tefecikken duydugum kadariyla herhalde isimlerini hatirliyacagim.
turp otu
isirgan otu
abegumeci
sirken
essek kulagi(cok pardoon)
mazi yapra(pazi yapragi)
radika
simdi bunlari bulmak mumkunmudur bilemiyorum.
dogalliktan ne yazikki birsey kalmadigi icin bazilari belki de yok oldular.
bahcelere tarlalara evler yapildi(dogal olarak)
kalan yerlerde de kimbilir artik....:(

neyse ben kendimi sansli hissediyorum yasasiiiiiiin ,bu guzel bitkiler varken ve en onemlisi babacigim sagken iyiki o lezzetleri tatmisim.
nur icinde yat ASCI HALIL USTA canim babam...

Sevilay:
ayla teşekkür ederim bu değerli bilgiler için:)çok saol..

Ayla:
ayy canım tesekkure gerek yok!
Saraykoylu ve Saraykoyun guzel ınsanı olmak herseye bedel:))
Bıldıklerımı de paylasmak ayrıca bır mutluluk,
sevgıyle kalın.

Vesile:
selam arkadaşlar ne güzel tarifler gelmeye başladı. mollivelli turşusuna adını veren kim bilmiyorum ama açılımı molla veli diye biliyorum sevgiler

Sevilay:
hıı öyle mi,hiç de ilginç değilmiş açılımı doğrusu:)bana da çok otantik bi isimgibi gelmişti,italyanca gibi filandı.tşk.

Sevilay:
şaka bir yana,bu mollalar da her an hayatımızda,turşu isimlerimizde bile:))

Ayla:
onemlı olan lezzet nerden gelırse gelsın hosgelmıs sefa gelmıs,yıllardır sofralarımızı senlendırıp lezzetlendırmıs.

Sevilay:
orası öyle tabi de...

Ayla:
peki arkadaslar buyrun bir arastirma ve sorusturma.........
buyuklerimize bir danisalim bakalim neler diyecekler:))))

Ahmet:
merhabalar..benim çocukluğumdan kalıpda hala unutamadığım tat olarak bağ evlerinde konu komşu toplanıp haftalık yufka ve bezirme yapma işi bitiminde büyük özenle bolca hazırlanan patlıcan-biber közlemesine eklenen gene közde pişmiş domates ve soğan ilave edilerek en sonunda üstünede ekşi nar sıkarak hazırlanan "közlemenin" altında serili olan bezirmeler kenar kenar koparılarak bandıra bandıra yenmesidir.Hala tadı damağımdadır ama yapanı pek kalmamıştır.Ahmet İban

Ayla:
ahh evet, bır de en altta kalan bezırmeyı kapmak ıcın neler yapmazdık.havanın sıcaklıgı ,kozlemenın acısı yanıı arkadaslar ıcerden ve dısardan gelen sıcak ve atesın ahengının verdıgı o muhtesem hıs mımmm hıc unutamıyorum:))
hala bunu yapanlar var ve ben Saraykoye gıdecegım gunlerı ıple cekıyorum,annemın lezzetlı yemeklerınden yemek ıcın.bezırmelı patlıcan kozlemesı dahıl......:))))

Atila:
Sevgili Ahmet İbanın anlattıkları beni 1960'lı yılların başına, Babadağ yolundaki dedemlerin bağ evine götürdü hemencecik. Kendimi birden o güzel günlerde, o leziz yemeklerin bulunduğu sofrada hissettim bir an. Ne de güzel anlatmış o yemek tarifini. Herhalde biri bana da anlat dese ancak o kadar anlatabilirdim. Eline ve diline sağlık sevgili Ahmet Bey kardeşim.
Atila:
DENİZLİ YEMEKLERİ

MAHALLi YEMEKLER
Denizli yöresi zengin yemek çeşitleriyle, Türk mutfağının özelliklerini yansıtır. Bilhassa sebze yemekleriyle, hamur işlerinde görülen özellik ve çeşitlikler göze çarpmaktadır. Aşağıda mahalli yemeklerinden örnekler verilmiştir. Bu örneklerde Denizli bölgesine has olanlarına yer verilmiştir.

A)ETLi YEMEKLER :
• Denizli kebabı,
• Etli pilav,
• Fırın kebabı,
• Güveç,
• İşkembe haşlaması,
• Et yahni,
• Kuzu çevirme,
• Tavuk yahni.

B)SEBZELi YEMEKLER :
• Börülce,
• Çaput aşı,
• Çağla dövmesi,
• Çerkez fasulyesi,
• Sebze haşlamaları,
• Kabak aşı,
• Kıymalı semizotu,
• Kabak çintmesi,
• Ekşili kuru biber(Kaptan, 1988: 49).
======================
Kaynak: http://www.scribd.com/doc/6694438/HALK-BL1


Süleyman:
bumbar dolması
kapama
yogurtlupatlıcan közlemesi

Ayla:
Ibrahim kardesim cok teskkur ederim:))valla yapmak istedigim o kadar cok sey var ki ne yapacagimi bilemiyorum.... belki yemek kitabi olabilir dusunecegimm:))) istediginiz yemek tarifleri varsa sevgiyle yazarim.....
dedigin gibi Ibrahim Beyin birtek yemek degil her konuda destegi cok fazla sitemiz adina ....zaten Atila Bey ve Ibrahim Bey cok emek veriyorlar sagolsunlar ....
benden sana abla nasihati...cok yedigin zaman asla ve asla soda sakin icme!!!!zaten dolu olan ve calismakta zorlanan midene fazladan asitli bir fazlalik daha gonderiyorsun cok fena coooook.....kalp bunlarin ustesinden gelmek icin de mecburen fazla calismak isteyecek ve fazla mesaiye girecek (fazla mesaiden bisey kazanilmayacaksa zor oluir bilirsin ) simdi burada da oyle bir durum oldugu icindir kiiii kalp zorlanacaktir tabikiiiiii guzel kardesimmmm:))
bunun sonunda aniden tansiyonun firlayabilir, tavan yapabilir(dikkat et tavani delmesin kis gunu cati akar sonra:))) ) sonra kalp var kalp....asklarimizi sevgilerimizi barindirdigimiz tiktak tik tak calisan iste bu var ya bu birden bir hizlanir ne dedigini anlayamazsin (tiktak mi diyor yoksa sen bana neyaptin ayaga kalk yavas tempolu saga bas sola bas mi diyor)
ah ben o caydirici lezzetteki bezirmeli patlican kozlemesini bilmezmiyim ....goz kirpar, ismar eder insani yoldan cikakrir:)
afiyetle ve sevgiyle kal

Ayla:
deden rahmetliyi bilirim tabiii cinar gibi adamdi nur icinde yatsin...buyuklerimiz cok yedikleri donemde hersey organikti,genleri bozulmamisti ve en onemlisi vucutca calisiyorlardi ve yediklerini harciyorlardi.
bu kadar makinalasmamisti hersey.....
benim babam da deden gibi soylerdi ve yerdi....sebepler ne olacak bilemiyoruz ama bile bile de lades demiyelim..
afiyet bal seker olsun:)))
sevgiyle kal


Ahmet:
Kurban bayramında sırf ütülenmiş kelle-paça yemek için Sarayköy'e gittim ve 2.gün akşamı ütülenip,yıkanıp, koca kazanda nohutla kaynamış kelleyi beyninide içine dğaıtarak sirke-sarımsak eşliğinde bir yumulduk anlatamam.Yedikçe şifa bulduğumu hissettim vallahi de.İstanbul'da yok böyle birşey o yüzden kurban bayramı geldimi beni buralarda tutamazlar soluğu köyde aılrım,çokda iyi yaparım diyorum


Ahmet:
Öffff ki öfff doyamadım kalanıda deepfreze 'de dondurup getirdim istanbulda devammmmmm.Seneyei iple çekeceğim,artık işkembe ,çözü,mumbar'ı falan anlatmayayım benimde ağzım tekrar sulanıyor vallahi.İyiki kız kardeşim annemden öğrenmiş sayesinde babaocağı tadları hala devam ediyor.Gelirkende 10 tane otlu ekmek getirdim dersem ayıp olmaz dimi???r


Ahmet:
Sünnetimdeki (1961) keşkeğin tadı hala damağımdadır ve ne yazıkki bu lezzet çok az evde kaldı.Kurbanda et'e öncelik verdiğimizden canımmm keşkeğe sıra gelmedi tabiikim,sana afiyet şeker olsun İbrahim kardeş..


Atila:
Dostlar harikasınız. Sarayköyün nostaljik geçmişine yönelik unutulan değerlerimizi gün ışığına çıkaracak katkılar sağlıyorsunuz. Sağlık ve esenlik dileklerimle.


Ahmet:
Köyü bırakıp geldik gurbete ama illada köyüm de köyüm der başka bir şey demem.Nede olsa doğup büyüdüğüm ve dünya nimetlerini ilk tanıdığım yer olduğundan unutmam mümkün değil.Her fırsatta gider kendimi şarj eder gelirim.


Ahmet:
İbrahim muharrem ay ı(bizde aşure denir) geldi ilk aşuremi yedim diyorsun afiyet olsun amma gene bir yaramı deşdin be kardeş.Çocukluğumda aşurelikler hazırlandan sonra hepbir arada günbalıy'la kaynatılırdı ve pişer pişmezde sıcak sıcak yerdim.Kaldımı bu tat?


DENİZLİ'DE GELENEKSEL YEMEK TÜRLERİ VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI

Denizli'de geleneksel yemek türleri ve beslenme alışkanlıkları sürmektedir.
Kedi börülcesi çorbası, Mercimek çorbası, Domates çorbası, kuru börülce çorbası, Tarhana çorbası, ovmaç çorbası gibi yöreye özgü çorba türleridir.
Et yemeklerinin başlıcaları tas kapaması, kumbar dolması, sirkeli et, nohutlu et, Tandır,kol dolması, ciğer sarma, saçta işkembedir.
Denizli mutfağının temelini sebzeli yemekler oluşturur. Özellikle patlıcan yemek çeşitleri çoktur. Kuru patlıcan dolması, patlıcan gözlemesi gibi vb.
Taratorlu börülce salatası, ebegümeci salatası, filiz salatası Yöreye özgün salata türleridir.
Börek ve tatlı türlerinde Ege Bölgesi özellikleri görülür. Yufka, şipit, bazdırma evlerde yapılan ekmekledir.
Yöredeki beslenme alışkanlıklarından biri de yatmadan önce yenen "yat geber ekmeği"dir.
Kışın darı, kavurga, ceviz, kestane; yazın türlü meyveler, salatalık, kavun, karpuz yenir.


*MAHALLİ YEMEK TARİFLERİ ve ÖZELLİKLERİ


*-Çaput Aşı :
Toplanan taze bağ yapraklarından yapılır,yapraklar küçük parçalar halinde doğranır. Üzerine yağ ilave edilerek haşlanır. Sonra pirinç ve etle birlikte pişirilir. Üzerine yoğurt dökülerek yenir.


*-Alaçora :
Haşlanmış kuru fasulyenin üzerine tereyağı ve bulgur ilave edilir, tuz,biber ve su konulduktan sonra suyu çekilinceye kadar pişirilir.


*-Un Çorbası :
Salça, yağla kızartılır. Un, kızartılmış yağla kavrulur. Yeterince su, tuz, biber ilave edilirek kaynatılır. Sıcak içilir.


*-Darı Ekmeği :
Mısır unu yeteri kadar tuz, su ilave edilerek yoğrulur. Sonra sac üzerinde pişirilir. Sıcak iken üzerine tereyağı sürülüp, üstüne peynir konulup yenir.
Soğuk sütün içine soğuk darı ekmeği doğranarak da yenir.


*-Ayran Ufaklaması (Doğrameç) :
Yoğurda tuz konarak ayran haline getirilir. İçine mısır ekmeği doğranır ve kaşıkla yenir. Acı biber ve domates salatası ile de lezzetli olur.


*-Tirit :
Buğday, mısır, bakla, nohut ve kuru fasulye haşlanır. İçine toz kırmızı biber, karabiber, tuz konur ve kaynatılır. Az sulu piştikten sonra
indirilir. Servis yapılır. Üstüne badem içi, ceviz içi fındık kırması konularak kaşıkla yenir. Özel günler ve misafirler için bir eğlence ve toplanma vesilesidir.Acıpayam yöresinde çocukların ilk dişinin görüldüğünde pişirilip dağıtılır. Ayrıca hayır için pişirilip çocuklara dağıtılır.


*-Tarhana Çorbası :
Yazın hazırlanıp kurutulan tarhana bir miktar suda eritilir. Bir tencerede kızartılan salça, yağ,kıyma ve sarımsağın üzerine ilave edilerek yeterince su eklendikten sonra kaynayıncaya kadar karıştırılır, İyice kaynadıktan sonra sıcak sıcak yenir.


*-Karın (Mumbar) Dolması :
Pirinç, kıyma, karabiber, kimyon ve tuz dolma içi hazırlandığı gibi karıştırılır. Karışım bol su ilave edilir. Karışım bir huni veya lamba şişesi yardımıyla mumbarın ağzından doldurulur. Bir kapta su ilavesiyle pişinceye kadar kaynatılır. Sıcak olarak servis yapılır. Soğuyan dolma dilimlenip tereyağında kızartılarak da yenir.


*-Denizli Turşusu :
Biber, taze fasulye, salatalık, gök domates bir teneke veya küp içine yerleştirilir. Üzerine tuzlu sirke veya limon tuzu ilave edilir. Sarımsak
soyularak içine atılır.Kabın ağzı sıkıca kapatılır.Bir müddet sonra turşu hazırdır.


*-Patlıcan Kebap :
Bir tencerede kuşbaşı et tereyağı ile birlikte kavrulur, salça ilave edilip pişirilir. Ayrı bir yerde taze patlıcan soyulduktan sonra dilimlenerek doğranıp, yağda kızartılır. Kızaran patlıcanlar tepsiye döşenir. Pişen etler patlıcanın üzerine konur. Üzeri domates ve yeşil biberle süslenir. Tuz ve karabiber konur. Fırında pişirilir.


*-Kaçamak :
Yarım litre tuzlu su kaynatılır. Su kaynamaya başlayınca, içine serpilerek üzere yeteri kadar un katılır. Bu işlem yapılırken, diğer taraftan tahta bir kaşıkla hızla unlu su karıştırılarak, karışım birbirlerine iyice yedirilir. Karışım koyu bir muhallebi kıvamına gelinceye kadar devamlı karıştırılır. Bir tavada kızdırılmış yağa bir miktar kırmızı biber eklenir. Kırmızı biberli yağ tenceredeki unlu karışıma eklenerek servis yapılır .


*-Kuzu Çevirme :
Bütün kuzu eti iyice temizlenerek tuzlanıp biberlenir. Hafifçe sulandırılmış salça içine ve dışına sürülerek terbiye edilir. İçine lezzetli olması için kekik konur. Hazırlanmış olan kuzu eti yakılan odun közü üzerine dikilen çatal kazıkların üzerine bir kazığa geçirilerek oturtulur. Et iyice pişinceye kadar arada sırada çevrilerek pişirilir. Pişirme işlemi bir çukur kazılıp et içine sallanarak da yapılabilir.


*-Sıyırma :
Ayşe kadın fasulyenin tazeleri toplanıp, yıkanır, temizlenir ve toprak tencereye konur. Üstüne biraz patates eklenerek yeterince su konur. Taze birkaç kabak yaprağı örtülerek, üzerine ağırlık yapması için bir taş konur. Pişirinceye kadar ateşte tutulur. Pişince ateşten alınır ve suyu süzülür. Bir tepsi üzerine ters çevrilerek dökülür. Patatesler üzerinden alınıp, tuzu ekilir.Soğan ve közlenmiş biberle birlikte yenir.


*-Arabaşı :
Özellikle yüksek bölgelerimizde kış mevsimlerinde pişirilir. Av hayvanlarının etinden ya da tavuk eti ile yapılır. Tavuk ve av hayvanlarının etleri iyice pişirilir. Acılı ekşili et suyuyla hamur yoğrulur ve pişirilir. Büyük bir siniye dökülerek soğutulur. Hamurun ortası açılır,et sulu çorba buraya konulur. Kaşıkla hamur alınıp çorbadan kaşıklanarak yenilir.


*-Et Çevirmesi : Babadağ ve Sarayköy yöresinde daha yaygındır. Koyun sırtlarından yağ kesilir. Bu yağlar baharatla ovularak bir şişe dizilerek serin bir yerde bir süre bekletilir. Kuru soğan kıyılarak salça ile ovulur. Köz halinde olan kömür üzerine, şişlere dizilen yağlar pişmeye bırakılır. Yağlar pişerek akmaya başlayınca yufkalara sıra ile basılarak emdirilir. Yağlar iyice küçülünce ye kadar bu işleme devam edilir. Daha sonra iyice emdirilen yufkalar salçalı soğanla siniler üstünde servis yapılır.


*-Yoğurtlu Patlıcan Gömmesi : Közde pişirilen patlıcanların kabukları soyulur. Yağ içinde tekrar pişirilir. Ayrı bir tabakta koyun yoğurdu ezilir, içine sarımsak eklenir. Yağda pişirilen patlıcanın üstüne yoğurt dökülerek karıştırılır. Üzerine eritilmiş tereyağı gezdirilir. Sıcak olarak taze soğan, tere, maydanoz, nane, biber kızartması, taze biberle birlikte yenir.


*-Et Kapaması :Genellikle Babadağ yöresinde pişirilen bir yemek çeşididir. Koyun, oğlak veya kuzu eti küçük parçalar halinde doğranır, salça ile ovulur. Sarımsak, soğan ve patates doğranır,Hepsi bir tencerenin içine doldurulur. Üzeri bir tava ile kapatılır ve tencere ters vaziyette kömür ateşinin üzerine konur ve pişmeye bırakılır. İstenirse tavanın boş kenarlarına pirinç ilave edilebilir veya suyu ile de ayrıca pilav pişirilebilir.. Et kapaması sıcak olarak, yanında salata ile servis yapılır.


*-Sura :Koyun veya keçi etinin kaburga kısmının etinden yapılır. Etli kaburganın et kısmı kemiğinden ayrılarak açılır. Kemik ile et arasına pirinç, karabiber, kırmızıbiber ve baharat çeşitleri konup et kapatılarak dikilir. Sonra bir tencere içine oturtarak az su ve tuz ilavesiyle pişmeye bırakılır. Piştikten sonra olduğu gibi sofraya konur, sıcak olarak yenir. Bu yemek genellikle Kale ilçemiz ve köylerinde yapılmaktadır.


*Kalabalık aile sofralarında yenen yemeklerin tadı hep başka olmuştur.
*İnsan hayatı boyunca çocukken yakaladığı ve belleğine hapsettiği lezzetleri arar, durur.
*Annenin elinden hazırlanan yemeklerin tadını tuzunu öyle kolay kolay bulamaz kimse, annesinin mutfağının dışında bir yerlerde.
*Saygılarımızla
*Gülümser & Haldun Keskin
*keskinlergenpa.com <http://www.keskinlergenpa.com/
=====================


Ahmet:
BUNLARI OKUYUNCA AĞZIM SULANDI VALLAHİ,SAATTE ZATEN 00.10 YANİ BİZE ÖZGÜ OLAN "YAT GEBER YEMEĞİ" YEME ZAMANI GELDİ DEMEKTİR, BEN GİDİYORUM MUTFAĞA.


Hayrettin Helvacılar:
Eski Sarayköylülerimiz l; haftada, 15 günde bir ekmek ocağı kurarlar, böyle ne güzel yufka. bezirme yaparlar, patlıcan, soğan, biber. v.b.şeyler közlemek suretiyle sıcacık bezirme arasında bu malzemeler konur, patlayıncaya kadar yenilirdi.Ondan sonrada bağda, bahçede gezerdik. Ah ne güzel günlerdi o günler. O kadar çok özledimki. Doyumsuz günlerdi o günler. Aynen bizi o günleri yaşattığınız için sizlere teşekkür ederiz......


Ayla Tire Unalp:
bu resimlerle benim teyzemin esinin olum yilinda yapilan mevlutunun ikrami amaci ile yapilmis " DURMEC"in artik hazir hale gelmis ve servise sunulmasi ve afiyetle yenmesini sevgili Seniz cok guzel fotograflamis ve paylasmis:)
Senizcigim tekrar tesekkurler, ozlemim bie nebze de olsa gecti sayilir.herkesi birarada gormek beni mutlu etti:)


Ayla Tire Unalp:
Durmecin yapilisini grup sayfamizda paylasacagim:)


İbrahim Helvacı:
Dürmeç tarifini Ayla kardeşimden bekliyoruz.
Hepimizin bildiği gibi dürmecin tadı biraz da konu - komşu, eş-dost-akrabalarla birlikte, hep bir arada (buna eskiden Sarayköyde "ÇOKUNDURMALI" derlerdi) yapılmasından ve yenilmesinden gelir; evde kendi başınıza yediğiniz dürmeçten o tat alınır mı?
Dürmecin nasıl ÇOKUNDURMALI yapıldığını gösteren bu güzel fotoğrafları da grup sayfamızda paylaşsak ne iyi olur? Sanıyorum Şeniz kardeşimiz buna niyetlenmiş ama grubun adını yazarken bir A harfi fazla yazmış; dolayısıyla facebook bu grup ismni tanımyor. Bu hata düzeltilirse sanırım sorun çözülür.


Ayla:
Hadeng hekesle bizi geesinglede holee cokundurmali bii durmec hayiri edelim olumuu ...hadee hadee buyrung geling hepingizidee bekleyooom:)
Aksamdan islatilan nohut etle ( tavuk - kuzu - dana ) birlikte halva gibi bisirilii sonra etler cok kucuk olmayan parcalara ayrilir ve ekmegin ve pilavin pismesini bii giyida bekler.
Gaar gibi pavlike (fabrika) unuyla yogrulan hamurdan bezirme buyuklugunde ekmekler acilir ve sacta pisirilir.Ekmeklrimiz pistikten sonra hamir olmasinlar deyee sofra bezinin ustune serilirler ve eccig soguyunci da ustleri ortulur ki bu sefer de gurumasinglaa deyee..
Tencerenin dibinee topan topan sadii yagini (tere yagi )goyup erittikten sonra onceden islatilmis pirincleri ilave edip biraz gavururz sonna oteki yakida onceden isitmee basladigimiz nohullu etsuyuna ecig de yoz (musluk suyu ) su goyup duzunu ekleriz ve pismeye birakiriz..biseen pilavimizi eccig dinlendirdikten sonra artik buyuk bulusmayi gerceklestirebiliriz:)
ekmegi zarf kapatir gibi kapatip son yapraa kapatmadan once danee danee bismis olan nohutlu pilavimizdan guzecee goyaa iliglee gibi bismis olan etimizden de ustune koyar ve karabuberimizi de soleee bi fiske savurdugmudu oteki yapradaa kapatiriz isde size DURMEC hazir..
Tabii bu isleri hep ayri ayri insanlar yapacagi icin ; kalabalikla daha kolay ve cabuk olacagi icin COKUNDURMALI yapalim dediydim :)
Oneri : Mevsimine gore sirkeli kup tursusu ya da haslama dursuylaa yimesii beggadin oluyoo...
Guzel gunlerde yapilip afiyetle yenmesi dilekleriyle...
Sevgiyle kalin:)


İbrahim:
Nası yimeng bunu gaari ya? Heli bööle eşinen-dostunan, gonuylan-gomşuylan yapılan dürmeç bi dat'lı oluu ki, demi gitsing!
Elingi saalık, bek gadın olmuş, bizim gız... Allah gabııl etsing, ölmüşleringning ruhunu deysing işallah!


Ayla:
Anaa hec lafimi oluu Ibraam Abee afiyed bal sekerlee ossun , ne ecceng bu islee boole oluyoo adetimiz gari biliyoon , hepbirlig oluverince daa eyii oluyoo.
Isallah gunung birinde hepbiaree geliseek keyfimizden eddirelim huu durmecden demii caanim!!!
Abee hadi gari gendicezine eyi bag , gal saliceglen:)


İbrahim:
Vallaa Aylı gaadeşim,tabi bek güzee olu emme ben bu dürmeci etmesini bilmen de yimesini bek eyi biliirin, onu göre! ::)))
Türken dezem bilii, ben her sene Sareyköye iki-üç defa gidee, anamı-bubamı ziyaret ederin. Türken deezeenen, eş-dost akrıbalarımnan, aakıdeşlerimnen görüşürün, eskileeden-yengileeden gonuşuruz. Emme sen bek sık gelemiyoosung Sarayköye; ne etceng, dünya gaalesi,gaadeş! Gelceeng zamana habaa veriseng, ben di o zamana denk getirmee calışıırın; emme dürmeç etceeseng geliirin, etmeceseng söz verimen, habarın oo’sung!
Eşinginen çocuklarıngınan hepingiz sağlıceenen galıng emi gaadeşcezim…


Ayla Tire Unalp:
Allah nasib edese ben mayising sonuna doruui memliketime gelcem...eccig evimdee gali isimi gucumu gorurun ondan sonnida Saraykovee gelirin isallah:) abeecim ben de sening gibi 3-4 aydi bii geliyodum onciden hincii garii ginee olee eccen isallah..illaki bii gelmemiz deng duse de hebbir oluu ederiz durmeci...
hii abee beni bag basdan sene bisey deceem , ben durmecing e'meni edimem emme pilavini ederin..e'mede gari anneme deriz edee isallah gari bizim icin...demedi deme emii:))
Benden de hepicingize selamlaa ossun..
sevgiylen galin emii:)


İbrahim:
Tabii gadeşcezim, herşeelere bi sen yapcek değilsing ya! Ocaa biri yakcek, hamırı biri yoğurcek, biri bezirme açcek, biri sacıng üstünde bişircek, biri de etini-tavıını, nohudunu, pirincini ellecek-küllecek; yorulan oluusa onung yerine başga biri geçcek… Dürmeç hayırı bööle olma mı zaten, neden onu çokundurmalı demişlee? Allah ağız dadınnan yimek nasip etsin işallah!

Ayla Tire Unalp: isallah isallah abeecim , azimizin dadinnan yimegle nasib ossun...kimbilii biguun bi aree gelceez belikim demii:)

Hiç yorum yok: