8 Ekim 2014 Çarşamba

SARAYKÖY BAĞLARINDAN ELDE EDİLEN ÜRÜNLERİMİZ / ALİ HAYDAR ÇETİNKOL


KONU : ZAMANIN BİRİNDE " SARAYKÖY BAĞLARINDAN ELDE EDİLEN ÜRÜNLERİMİZ 

" ... 6 Aralık 2011, 01:07
DEĞERLİ HEMŞERİLERİM MERHABA !
Siz hiç kuş yolu gözlediniz mi ?
Ya bir akasyanın açmasını ? Gelin gibi nazlı nazlı salınışını hiç gözlediniz mi ?
Siz hiç tan vakti asmalara kükürt atmaya giderken iğde çiçeklerinin misk-ü anber kokusunu içinize çektiniz mi ?
Tefeklerin büyümesini gözlediniz mi ?
Bağlarımızda cibindik içinde dambaşta yatarken geceleri kurbağa, cırcır böceği, çakal sesini ;
çayın ninnisini hiç dinlediniz mi ?
Siz hiç seher vakti bülbül sesi dinleyip huzurlu bir oh... çektiniz mi ?
Siz hiç erik ağaçlarının ; şeftali ağaçlarının ; kayısı ağaçlarının çiçek vermesini ;
gülün tomurcuğunu, kadife çiçeklerini, yıldız çiçeklerini , fesleğenleri , kırpıdakları kokladınız mı ?
Siz hiç servinin , söğüt ağaçlarının ... yeşermesini , toprak kokusunu beklediniz mi ?..
Siz hiç sulara , göçüp giden arı kuşlarına bakarak bir fesliheni dalından koparıp kokladınız mı ?
Siz hiç pekmez ocağı başında turnalar uçuyor... turnalar uçuyor... dediniz mi ?
Ağaçların özsuyu gibi saf ve berrak gözyaşı gördünüz mü ?
Siz hiç " beni kör kuyularda , merdivensiz bıraktın / Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın .... " diye feryat edenlere dönüp baktınız mı ?
Siz hiç " çiçekler içinde menevşe baştır ; güzeli gösteren göz ile kaştır; Avcının istediği bir taze kuştur ; O da avcılara naz ile gelir ; Yiğidin alnına yazılan * Kudret Çeşmeli'nin rahmetli dedeleri MUSTAFA DEDE'den dinleyip öğrendiği bu türküyü ANACIĞIM da çok güzel söylerdi ...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Bağ-bahçe deyince biraz hüzün çöker içime ! Bunlar ve nice "anılar" ve " aramızdan ayrılanlar" geçer gözlerimin önünden !.. O güzelim günler tülbentlerden süzülür ebem kuşağı olur , renkler önümde resmi geçit yaparlar... Heyyyy gidi günler heyyyy...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ELİ ÖPÜLESİ " ANALARIN ve DİĞER BÜYÜKLERİMİZİN " BAĞLARIMIZDAN ELDE ETTİĞİ ÜRÜNLER : ( Bazı yeni yetme , bağcılık heveslisi gençlere de umarım faydası olur ) !
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
G Ü N B A L I YAPIMI :
1- Üzümler temiz suda yıkanır. Sonra suyu çıkarılır.
2- Çiğnenen üzümden çıkarılan ŞIRA tütsülenir. ( Tütsüleme : Yanan ocaktan bir köz alınarak çanağın içine konur ve üzerine de bir kaşık kükürt konularak şıranın üzerine yerleştirilir ve hemen şırayı koyduğumuz kabın ağzı kapatılır. Tütme bitince kabın ağzı açılır ve tütsüleme bitmiş olur... Tütsüleme işlemi ; şıranın birkaç kaba azar-azar konulması ile gerçekleşir !.. ) .
3- Tütsülemesi biten Ş I R A bir kazanda toplanır ve topraklama yapılır. ( Topraklama : Belirli miktardaki " ak toprak " kırılarak şıranın içine atılır ve toprak şıranın içinde eritilir. Sonra kazan ocağa konulur. ) .
4- Ateşe konulan ŞIRA el yakacak sıcaklığa ulaştıktan sonra ateşten alınır ve dinlendirilir. Bu arada şıranın kefi de alınır. Dinlendirilen - durulan şıra başka bir bakır kaba bir tas ile ağır ağır aktarılır. Kazan dibinde kalan topraklı şıra süzdürülüp , son bakır kaba konulur...
5- Şıranın aktarıldığı bakır kap ocağa konulur. Ateş çoğaltılarak şıra lökür- lökür... kaynatılır ve bir taraftan kefi alınır. Kefi azalıncaya kadar kaynama devam ettirilir. Sonra ocaktan alınan kazanın hafif altından kaldırılarak , şıra dinlendirilir.
6- Dinlenen şıra belirli- istenilen kıvama gelmiştir artık. Bu şıra bakır tepsilere dağıtılır, güneşe konulur. Sıcak günlerde 2-3 günde hemen koyulaşır . Koyulaşan şıra artık GÜNBALI olmuştur . Toplanıp toprak kaplara konulur ve küpeç dediğimiz bu kapların ağızları samanlı toprakla sıvanır. Kışın aile içi tüketilir, fazla olursa satılırdı !..( Dikkat ! Köfte'nin şırası ; tepsilere dağıtılacak şıradan ayrılır !.. ).
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
P E K M E Z YAPIMI :
Üzüm çiğnenir. Şıra kazana konulur. İçine alışageldiğimiz miktarda " ak toprak" koyar ve eritiriz. Sonra kazanı ateşe koyarız. El yakacak aşamaya geldiğinde ateşten alırız. Duraldıktan sonra , topraktan ayırdığımız şırayı tekrar ateşe koyarız. Koyulaşıncaya kadar kaynatır, ara ara kefini alırız. Belirli kıvama gelen şıra artık 'PEKMEZ' olmuştur. Ocaktan alındıktan sonra dinlendirilir , süzdürülür ve korunacak kaba GÜNBALI gibi konulur. (Bunların içine 'fesleğen de ' konulabilir. Dikkat ! köfte bundan yapılmaz !.. ).
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
K Ö F T E YAPIMI :
Kaplara (tepsilere) dağıtılacak GÜNBALI olacak şıra dağıtılmayarak 'k ö f t e ' yapılması için örneğin iki teneke ayrılarak ocağa konulur ve kaynatılır. Yaklaşık 35-40 litre 'dir !.. 2 kilo U N , 1 kilo ince irmik, biraz da nişaşta konulabilir. Torbadan akan SOĞUK ŞIRA ile anılan malzemeler yoğrulur. Ayran kıvamında olacak ve düğürcük olmayacak !.. Hazırlanan bu malzeme kaynayan (köbeklenen) şıranın içine ağır ağır dökülür, bir taraftan karıştırılır ve devam edilir... Fazla ateş olmadan fıkır- fıkır, usul - usul kaynatılır... Bulamac kıvamına geldiğinde ateşten alırız. Ateşten aldıktan sonra sıcak-sıcak bakır tepsilere- sinilere dağıtılır. Ertesi gün sabah kaplardaki köfteler BAKLAVA dilimi gibi kesilip, temiz beyaz çarşaflara tersyüz edilerek serilir. Güneşe konulan köfteler hergün- günaşırı çevrilir. Kuruyanlar bir taraftan toplanır. Tamamen kuruyan köfteler temiz bir bez içine toplanır.Bez içindeki köfteler terleyinceye kadar bekletilir ve sonra bir tenekeye veya küpeçe basılır. Kışın dostlarla birlikte yenilir , fazlası satılır.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
S U C U K YAPIMI :
Köftede kullandığımız şıranın aynisi... Sadece UN kullanılacak ; İRMİK kullanılmayacak !.. Yoğrulan malzeme daha koyu olacak . Ayrıca CEVİZLER beyaz ip ile dizilcek ve ucuna çatal takılacak. Köftenin hazırlanışı gibi ağır-ağır ateşte kaynayan malzemenin içine " dizilen CEVİZLER " daldırılarak bir ipe birer-birer asılır. Ertesi sabah ipten alınarak serilir ve kurutulur. Köfte gibi saklanır.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
S İ R K E YAPIMI :
Çiğnenen üzümlerin posası (cibre) içine belirli kararda su konulur ve kaynatılır. Kaynayan bu malzeme dinlendirilir ve sonra süzdürülür. Soğuyan bu malzeme uygun kaplara konularak saklanır. Belirli bir zamandan sonra şıranın ekşimesi -mayalanması (fermantasyon ) sonucunda SİRKE olur...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
DEĞERLİ ! CAN AKRABAM ! SAYGIDEĞER ARKADAŞIM ! SAYIN İBRAHİM HELVACI' NIN BANA ARMAĞAN ETTİĞİ VE BELLEĞİMDE KÜPE KALAN , GÜFTE : MAHMUT NEDİM GÜNTEL . BESTE : İSMAİL BAHA SÜRELSAN 'A AİT BİR ŞARKININ DÖRTLÜĞÜ İLE NOKTAYI KOYUYORUM :
" YAZ GÜNLERİ EN TATLI HAYÂLLER GİBİ GEÇTİ
RÜYÂDA ESRÂR DOLU HÂLLER GİBİ GEÇTİ
RÛHUMDA DERİN , EN DERİN HİCRANDIR GÜNLER
RÜYÂDAKİ ESRÂR DOLU HÂLLER GİBİ GEÇTİ . "
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
HOŞ KALIN ! HOŞÇA KALIN !
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
SEVGİLER ! SAYGILAR !

GERİSİ HAYAT ...

Hiç yorum yok: