26 Ocak 2012 Perşembe

DENiZLi ADET VE GELENEKLERi / Burcu Alkan

DENiZLi ADET VE GELENEKLERi

EVLENME ADET VE GELENEKLERi

EVLENME ÇAĞI VE KIZ İSTEME

Evlenme çağı, Denizli’de kız için 15-18, erkeklerde 18-25 yaşları arasındadır.
Evlenme çağına gelen gençlerden oğlan anneleri oğullarının “Yavuklusunu” kendileri seçerler. Çünkü erkek beğendiği kızı yakından göremez görüşemez, bu nedenle beğenme oğlan annelerine bağlıdır. Evlenme çağındaki oğulları için, anne ve baba evvela kendi çevrelerinde kız aramaya karar verirler. Bütün akrabaların da fikrini aldıktan sonra kızı olan eve oğlan tarafının ve aileye en yakın “Dünürcü”, “Görücü” ler kız görmeye herhangi bir bahane gösterilerek gidilir.
Oğlanın anne ve babası, görülen kızlardan bir tanesi üzerinde karar kılarak, kızı ailesinden istemeye geçerler. Kız tarafına “Kız evi”, oğlana tarafına “Oğlan evi” denilir. Oğlan evinin sözcülüğü üzerine alan, aileden ve yakınlardan bir kimse, oğlanın anne ve babası ile akrabalarından oluşan bir toplulukla daha evvele “Akşam size hayırlı bir iş için geleceğiz.”, Akşam size bir kahve içmeye geleceğiz.” gibi gönderilen bir haber üzerine, “Buyrun gelin” kız tarafından cevabına karşılık kız evine gidilir. Kız istenir.
Kız evince verilen karar olumlu ise, oğlan evinin tekrar gelmesi için, uyun şekilde haber gönderilir. Oğlan ve kız tarafının yakınları ile köyün veya kasabanın ileri gelenleri ile bir cami imamı, kız evinde bir araya gelirler. Öncekinden daha samimi bir hava içinde ikramlar yapılır, sohbetler edilir, sıra hayırlı iş gelir. Kız babası “Büyüklerimizin uygun gördüğünü, bizde uygun görürüz, Allah’ın emrine uymamız gerekir.” diyerek olumlu cevabını verir. Bu sözden sonra şerbet içilir veya tatlı yenir. Oğlan tarafı ve kız tarafı karşılıklı hediyelerini verir. Bunlara “inanmalık, tutu veya söz alma” denilir. İmam dua eder, “Amin” denilir. Bu işleme “Söz kesme” denilmektedir. Bundan sonra, nişan işlemlerinin ne zaman ve nasıl yapılacağı, düğün için tarafların ne gibi eşyalar alacağı veya yapacağı konuşulup karar alınır(Kaptan,1988:8;9).

NiŞANLANMA
Hazırlıkların tamamlanmasından sonra kararlaştırılan günde çalgılı veya çalgısız, evlerde veya umumi bir mahalde, hısım ve akrabalar topluluğu ile kıza nişan yapmak üzere gidilir.
Nişandan birkaç gün sonra, kız evi tarafından, oğlan evine “Nişan arkası”, “Sini kaldırma” adları ile hediye gönderme usulü icra edilir. Bu usul çalgılı veya çalgısız olur. Hediyeler kızın arkadaşları ve kadınlar tarafından siniler, bohçalar içinde götürülür, teslim ederken bahşişler alınır(Kaptan, 1988:9;10).

PUSAT-KETEN KESME

Düğünden, 20-25 gün önce, giyim ve kuşam malzemeleri alınmak, düğüne hazırlık yapmak üzere gelin adayı ile birlikte çarşıya gidilir. Kız ve oğlan evinin ihtiyaçları taraflarca alınır. Ayrıca kız ve oğlan evi yakınlarına da belirli ölçüler içinde münasip hediyelerde karşılıklı olarak alınır. Çarşı ve pazarlarda düğünlük malzemelerin alınması ve evde kesilip dikilmeye başlanması işlemine “Pusat-keten kesme” denilmektedir(Kaptan, 1988: 10).

OKU DAĞITILMASI
Düğünden bir hafta kadar önce düğüne davet edilecek akrabalara, yakınlarına, komşulara, arkadaşlara “Okuntu-Oku-Davetiye” kız ve oğlan evince ayrı ayrı dağıtılır(Kaptan, 1988: 10).

DüĞüN ODUNU HAZIRLANMASI
Düğünde: Meşale (Kına) gecesinde ve yemek pişirilmesinde yakmak ve diğer işlerde kullanmak üzere gerekli odun ihtiyacı, Acıpayam, Çameli ve bazı yörelerimizde imece usulüyle temin edilir. Komşuları ve yakınları Cumartesi veya Çarşamba günü sabah erkenden at ve merkepleriyle düğün evine gelirler. Toplu olarak dağa gidilir, kesilen odunlar at ve merkeplere yüklenerek, davul-zurna ile köy çıkışında odun alayı karşılanır. Odunların bir kısmı kız evine, diğerine oğlan evine yıkılır. Odun alayına katılanlar kız evine ağırlanır. Bu usul düğünde yardımlaşmanın, imecenin süregelen bir geleneğidir(Kaptan, 1988: 10).

KEŞKEKLiK BUĞDAY DöĞüLMESi
Düğünün başladığı günün akşamüzeri, damat adayının arkadaşları ve tanıdıkları çağırılır. Düğün yemeği olarak hazırlanacak keşkeklik buğdayın “dibek taşı” na götürülmesi, bir toplulukla yapılır. Buğdaylar heybelere doldurulur, heybeler omuzlara atılır, davul zurna ile döğme mahalline götürülür. Bir meydanda bulunan dibek taşının çukuruna buğdaylar dökülür. Karşılıklı iki kişi ellerindeki “soku” tabir edilen, ağaçtan yapılmış baltaya benzeyen sokularla döğülmeye başlar. Döğme işi bittikten sonra düğün evine birlikte ilahiler söylenerek elinir. Bir sofra kurulur, çerez meyve ikram edilir. Yenilir, içilir, eğlenilir(Kaptan, 1988: 10;11).

GELiN HAMAMI
Bu usul daha ziyade, gelin helvası gibi sadece merkez ilçemize has bir gelenektir. Gelin hamamı, düğün haftası içinde, gelinin alayla hamama gitmesi demektir. 1940’lı yıllara kadar devam etmiştir(Kaptan, 1988: 11).

ÇEYiZ ALMA-GETiRME
Düğünün başladığı gün veya düğünün son günü öğle vaktinden evvel, yani gelin getirilmezden önce çeyiz kız evinden, oğlanın evinden gönderilen çeyiz, gelinle güveyin evine dört tekerlekli 5-6 at arabaları veya yeterince atlara yüklenerek getirilir(Kaptan, 1988: 11;12).

KINA GECESi
Kına gecesi kız evinde 3-4 gün devam eder. Fakat en kalabalık, en heyecanlı, eğlenceli olanı, gelinin alınmasından bir evvelki gece, oğlan tarafının ve halkın iştiraki ile yapılanıdır.
Son yapılan kına gecesi genellikle çalgılıdır. Geline “Kına” yakılmasından isimlendirilen bu geceye akşam yemeğinin yenilmesinden sonra çalgıcılar, kına alayı ile birlikte kız evine gelirler. Bir süre eğlendikten sonra, elin ortaya oturtulur, duvağı örtülür, gelin kız, kadınlar ve kızlar tarafından gelin okşama manileri söylenir gelin kız üzüntüsü nispetinde ağlar.
Evde kalacaklardan başkası dağıldıktan sonra, elinin el ve ayaklarına, oğlan evinden gönderilen kına yakılır(Kapan, 1988: 17;18;19).

DüĞüN VE GELiN ALMA
Denizlide düğünler bilhassa sonbahar ve kış aylarında ve Pazar-Perşembe günleri yapılmaktadır. 2-3 gün devam eder. Cuma başlayıp, Pazar günü veya Salı başlayıp Perşembe akşamı sona erer(Kaptan, 1988: 20).

DiĞER ADET VE GELENEKLERi

BAĞA GöÇME
Denizli ve çevresinde bilhassa bağlık bölgelerde yazın temmuz başlangıcından, eylül ayı sonuna kadar 2-3 aylık bir devre “Bağa göçme” âdetini bir eğlence kabul ederler. Bağı olanlar, sıcak yaz geceleri, pire ve tahta kurularından, sivrisineklerle, yakarca denilen tatarcıklardan, rahat uyku uyumak, daha temiz hava almak ve konu komşunun eğlencelerine katılmak üzere bağa göçerler(Kaptan, 1988: 23).

ÇEKİ ÇEKMEK
Kadınların muayyen zamanlarındaki ağrılarında, iştahsızlık hallerinde, çeşitli ağrılar yapabilir. Fiziki herhangi bir faydası olmamasına rağmen, inandırıcılık vasfı vardır. İlaç yokluğundan uygulanmıştır.
İnce bir bez, mendil, grep, poşu ve yazma gibi şeyler başa sıkıca bağlanır. Buna çelme de denir. Karşıdan çelmeyi görenler, o kişinin hasta olduğunu anlar(Kaptan, 1988: 48).

KUPA (BARDAK) VURMAK
Soğuk alınlığı, üşütme ve ağrılarda uygulanır. Şiddetli ağrılarda uygulanmaz. Kupa vurulacak yer, alkol, kolonya ve ispirto ile temizlenir. Üzeri hafifçe çizik halinde çentilir; kan çıkmayacak şekilde. Bardağın içine küçük bir ıslak yapılarak pamuklar buraya yapıştırılıp, kibritle ateşlenir, hemen temizlenen yere kupa bastırılır. En yaygın ağrı giderme usulü kupa vurmadır(Kaptan, 1988: 48).

**********

http://www.scribd.com/doc/6694438/HALK-BL1
DENİZLİ ( BURCU ALKAN )

Hiç yorum yok: