16 Ocak 2012 Pazartesi

GERALİ KÖYÜNE DAİR DOST PAYLAŞIMLAR / Atila Girgin

GERALİ KÖYÜ HALKININ TARİHSEL KÖKLERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER
Köyümüz, tarihsel kökleri itibariyle bir yörük köyüdür. 1900'lü yılların başlarından doğmuş olup, artık aramızda bulunmayan sonsuzluğa uğurladığımız sevgili büyüklerimizden İbrahim Bey(Çobanoğlu) ve Halil GİRGİN dedelerimiz ve İbrahim Bey evlatlarından Tekin ÇOBANOĞLU büyüklerimizden edindiğimiz bilgiler itibariyle, büyük dedelerimiz önceleri Aydın bölgesinde yaşarlarken, daha sonraları Sarayköy'ün Kumluca (Gumulca) köyüne iskan ettirilmişler, bu bölgede arazi ve yerleşim imkanlarının azlığı ve sınırlı oluşu, nüfusun da giderek artması nedenleriyle de bir kısım aileler halen yaşadığımız GERALİ köyü arazilerine yerleşerek buraları yurt edinmişlerdir. Köyümüzün yerleşik halkı, kökenleri itibariyle Aydın’a yerleştirilen yörük obalarından olan Sarıtekeli Obasındandırlar. Bu oba kökünden insanlar esas olarak Aydın, Antalya, Manisa civarlarında yaşamaktadırlar.

Bu gün hemen hemen tamamen yerleşik hayata geçmiş olan Yörükler Aydın, Manisa, Kütahya, Antalya, Mersin, Adana, Muğla, ve Balıkesir gibi muhtelif yerlerde yerleşmilerdir. Eski ananelerini ve halen konar göçer yaşayışlarını sürdüren Yörüklerde vardır. Bilhassa Orta Toroslar üzerindeki Boklar dağlarının eteklerinde bulunan yaylalarda, yine toroslar üzerindeki Aladağlar eteğindeki yaylalarda, Kozandağı eteklerinde, Seyhan nehrinin kolu Zamantı suyunun yamaçlarındaki yaylalarda, Binbola dağlarındaki yaylalarda, Nurhak dağlarındaki yaylalarda yarı konar göçer halde yaşamaktadırlar.

Gerali ad'ı ise; Osmanlının çöküş döneminde yaşamış, kahramanlıklarıyla ünlü bir yiğit kişinin adından kaynaklanıyor olabilir. Halk arasından efsaneleşen, aşiret göçleri ve farklı bölgelere iskan ettirilen insanlarımız aracılığıyla da dilden dile, kulaktan kulağa aktarılan Gerali öyküleri nedenleriylede olsa gerek, bugün Ödemişe bir köy'ün, Silifke'ye ait bir oyun havasının adı'da GERALİ'dir.

Bu bilgiler tamamen amatörce olup, değerlendirmenin bilimsel araştırılması için, ilgi duyanlara bir kaynak ve çıkış noktası olarakta değerlendirilebilir. Köyümüzün köklerini merak eden, ilgi duyan ve köyümüzün büyüklerinden, dedelerinden yada yakınlarından bilgi ve belge sahibi olan dostlarımız, “ geralidostlari@gmail.com “ ileti adresine yazarak, bilgi, belge ve duyumlarını bizlerle paylaşırlarsa seviniriz.
* * * * * * * * * * * * * * * * * *
GERALİ KÖYÜ TARİHÇESİ
Gerali köyü, 1500’lü yıllardaki vakıf defterlerinde Gerilü adıyla kayıtlıdır; Halil Paşa vakıflarındandır. 1512-1513 yıllarında bu köyümüzde 9 çiftlik sahibi hane, 7 yarım çiftlik sahibi hane, 24 evli ve topraksız hane, 2 bekâr kişi sayılmış olup nüfusun 200 civarında olduğu görülmektedir. 1530’larda 6 çiftlik sahibi hane, 22 yarım çiftlik sahibi hane, 20 evli ve topraksız hane, 13 evli ve fakir hane, 6 bekâr ve 3 sipahi zadegan olmak üzere 314 kişi sayılmıştır. 1571’de 5 çiftlik sahibi hane, 2 tam ve yarım çiftlik sahibi hane, 15 yarım çiftlik sahibi hane, 38 evli ve topraksız hane, 4 evli ve fakir hane, 1 vergi memuru, 2 bekâr ile birlikte 2 zemin kaydedilmiştir. Bu tarihte nüfusun 329 kişiye ulaştığı görülür. 1622 tarihli avarız defterinde 11 avarız hanesini teşkil eden 1’i imam olmak üzere toplam 37 nefer kaydedilmiştir. Vergi kayıtlarından; ürün hâsılatının % 32’sini buğday ile % 21’ini arpa teşkil etmektedir. Bunların yanında burçak, susam, pamuk, bağ, bahçe ve bostan yetiştirdikleri, kestane ve armudun önemli bir yer tuttuğu anlaşılmaktadır. O tarihlerde Gerali’de bulunan değirmenler de sanayi açısından önemlidir. 1530’da bir değirmen varken 1571’de ikiye çıkmıştır. Köyün yıllık vergi toplamı 1512-1513’te 3578 akça, 1530’larda 9221 akça ve 1571’de ise 9231 akça olarak tespit edilmiştir.
Demirci Mehmet Efe’nin Denizli’deki olayında, bu köyümüz insanlarından, öğretmen Geralizade Esad Efendi de öldürülenler arasındadır. Şehir içine dağılan Efenin adamları, dersanesi önünde olup bitenden habersiz Geralizade Esad Efendi ile karşılaşırlar. Rastgele silah atılmasına canı sıkılan Esad Efendi;
-Bu kurşunları israf etmekten utanmıyor musunuz? Bunları düşmana kullansanız daha iyi olmaz mı? diye çıkışmıştır.
Demirci Mehmet Efe’nin kızanları tarafında;
-Sen hâlâ nasihat mi ediyorsun? denilerek orada kurşunlayıp öldürülmüştür.
Kayıtlara göre Gerali köyünden, Çanakkale’de bir, Irak cephesinde de bir olmak üzere iki şehit mevcuttur.
Bu köyümüzden 1304 doğumlu Halil oğlu Hüseyin, 15 Nisan 1915 tarihinde, Çanakkale - Kirte’de yapılan savaşta;
Beşimli oğullarından 1305 doğumlu Hasan Hüseyin oğlu Muhittin, 15 Ağustos 1916’da Kırıklar Köyünde, Irak Cephesinde şehit düşmüştür.
KAYNAK:
Hasan Kallimci :Facebook “DÜNYADAKİ SARAYKÖYLÜ DOSTLAR, MERHABA” WEB SAYFASI
***************
Koray Tezcan:
Rahmetli dedem (eğitmen) Mestan Tezcan'ın köyü...Yazılanların hemen hepsini ilk kez öğrendim,çok teşekkürler.
***************
Ayşen Cesur:
bende geralılıyım bunlrı bılmıyordum rahmetli babam hakkı basyarandr tsklrbılgıler ıcın
***************
Ayşen Cesur:
şuankı fotograftasag taraftakı kamyonetın yaıdakı evde köse amcamın evı
***************
Atila Girgin:
Sevgili dost, paylaşımın ve bizlere sağladığın bu değerli bilgiler için sonsuz teşekkürler. Bu fırsattan yararlanarak sevgili Gerali kökenli dostlarada facebooktaki sayfamıza davet etmek isterim. İzniniz olursa, yine bizlere sunduğunuz bu harika bilgileride yine aynı gurup sayfasında, sizleride kaynak göstererek, dostlarla paylaşmak isterim. Dostluk ve esenlik dileklerimle.

http://www.facebook.com/groups/190251157839/
***************
Hasan Kallimci:
Hemşehrilerim! Sarayköy ile ilgili bilgilere ulaştıkça sizlerle paylaşıyorum. Onları öğrenmek hepinizin hakkı. Selamlar, hürmetler...
***************
Ismail Yaşar Çömez:
demirci mehmet efe denizliye basmış, taş üstünde taş bırakmamaya yemin etmiş, denizlileri katletmeye başlamış.o sırada rahmetli dedem şabap ismailde 8-10"lu yaşlarında olup ,denizlilerle beraber tüm sarayköy halkı, denizlide tren istasyonunda daire şeklinde toplanmışlar.dairenin içersinde efeler gözleri dönmüş bir şekilde etrafa bağırıp çağırmakta,herkes korkudan buz kesmiş vaziyetteymişler.arada bir kalabalığın içersinden birini çekip yerlerde sürüye sürüye götürmüşler, meçhule doğru.bu arada birisininde kolundan asılıp yerlerde sürüye sürüye götürürlerken tüm sarayköylüler hep bir ağızdan"macur o macur"diye bağırmışlar.bu lafı duyan efeler hemen sarayköylü olan vatandaşı bırakmışlar.
***************
Turhan Eset:
Sevgili Hemşehrim son derece güzel arşiv taramasıyla bizi bilgilendirdiğiniz için çok pek çok teşekkürler.Emeğinize sağlık.
***************
Ismail Yaşar Çömez:
babamın annesi kumluca köyünün ağası olan kuşimam ogullarından memiş kızıdır.ülkemiz 7 düvel tarafından saldırıya uğradığında babamın annesinin 5 oğlan kardeşinden hüseyin ve mustafa çanakkale cephesinde, hacıda ırak cephesindedir.hacının yaşı reşit bile değildir.daha 17 sindedir.hani adlarına türküler yapılan,arkalarından ağıtlar yakılan hey 15"li 15"lilerden.diğer kardeşlerimi.onların biri 8 yaşındadır,diğeride 10.ülke böyle bir keşmekeşin içindeyken ülkeye faydası kadar bence zararlarıda olan demirci mehmet efe aydın,denizli havalisindeki köyleri,ilçeleri,kasabaları basar. yörenin zenginlerinden milli mücadeleye destek için haraçlar toplar.kumluca köyünüde basan efe üç oğlu cephede savaşan dedemiz kuşimamoğlu memişin elindeki 2 teneke civarındaki altınını zorla gaspeder.bu arada dedemize üç oğlununda şehit olduğu haberi gelir.dedemiz üzüntüsünden 6 ay gibi bir zaman zarfında hakkın rahmetine kavuşur.hüseyin ile mustafa hakikaten geri gelmezler,şehit olmuşlardır.ya hacı.hacı tam 13 yılsonra sarayköye geri gelir.araplara esir düşmüştür.verdikleri sadece ekmek ve suyla arap zindanlarında hayatda kalmayı başarmış salıverildikten sonra oralardan sarayköye yürüye yürüye tam 7 ayda kona göçe gelmiş ve hayatının sonuna kadar sarayköyden ayrılmamıştır.sevgili dostlar bu ülke kolay kazanılmadı.bu gibi o günlerde nice kahramanlık hikayeleri yaşadı ülkemiz.onun için ben diyorumki...ülkemizin kıymetini bilelim ve sahip çıkalım.çünkü kolay kazanılmadı bu ülke.unutmadan hacı,mustafa ve hüseyin pkk olaylarında sarayköyün tek şehidi olan hüseyin kuş"un annesinin dedeleridir.
***************
Uğur Cennet Duranoğlu:
Gerali zade Esat efendiye yazık olmuş,Allah rahmet eylesin makamı cennet olsun.Hatta belkide şehitte sayılabilir.Çünkü günahsız yere bir harp aleti olan silahla öldürülmüş.Yaptığı çıkıştada haklıymış bence...
***************
Aynur Çömez Yakupoğlu:
İsmail Hatice babaannenin kardeşleriyle ilgili bilgi paylaşımın için çok teşekkürler.Sözettiğin Hacı'nın çocukları varmı?
***************
Turhan Eset:
Bence de şehit.
***************
Ismail Yaşar Çömez:
sizlere demirci ile ilgili bir hikaye.yunan izmire girdiği zaman demirci mehmet efede etrafında kızanlarıyla beraber bölgede efelenmeye başlar.tüm kızanlarını aydının köylerine,kasabalarına gönderir.çıgırtganlar çıkarır."yarın sabahleyin aydın meydanında toplanacaksınız"diye. sabahın köründe bütün aydın ahalisi toplanır.havada o gün öylesine sıcaktır ki deme gitsin.ta akşam üzerine kadar o sıcakta ahali efe gelecek diye bekler.efe ağır abi pozlarında gelir,ayağını orada bulunan bir taşın üzerine koyar.ve..."ha bene bakın..düşman izmiye giydi. Dövüşceeez, kaçanın dalaana...... “ der efe, gene ağır pozlarda çeker gider. Akşama kadar sıcakta aç-susuz efeyi beklemeler.. hepsi iki kelime içindir. Ha bir de üstüne sunturlu bir küfür
***************
Uğur Cennet Duranoğlu:
Efelerimizle zaman zaman övünürüz de bu demircili mehmet efenin yaptığıda iş değil yani.Halka zulüm edene efe denmez diktatör denir veya zalim denir.Bazı efeler bu şekilde halka zulüm ederken,bazı efelerde zenginden almış fakire vermiş,zenginlerin halkın yararına faydalı şeyler yapmasını sağlamışlar.Mesala çeşme,yol,köprü vs.vs. gibi,tabi birde bazı efelerimizde düşmana karşı kahramanca mücadele etmişler.Allah onlardan razı olsun,Allah onlara rahmet eylesin.
***************
Hakkı Hakan Tok:
kurtuluş savaşında düzenli ordular kurulmadan önce, bu çetelerin halka yararı olduğu kadar zararı da olmuş.. mesela çerkes ethem bir ara o kadar ileriye gitmiş ki, Atamızı vurmak için Ankara'ya kadar gitmiş..
***************
Hakkı Hakan Tok:
zaten sonra da bu çeteler bi şekilde dağıtılmış...
***************
Hakkı Hakan Tok:
yanlışım varsa düzeltin lütfen....
***************
Ismail Yaşar Çömez:
çerkez ethem, ulusal hareket başladıgında,ülke içerisinde bu harekete karşı çıkan yobaz isyanlarının bastırılmasında yararları olmuştur.daha sonra bu elde ettiği başarılardan dolayı cesaretlenmiş, emir altına girmeyi kabul etmemiş,bu yerel kuvvetleri birlikler haline getirmek isteyen T.B.M.M."ne karşı çıkmıştır.bunun gibi o zamanın şartlarından dolayı böyle yerel güçler,demirci efede dahil olmak üzere zaman zaman rayından çıkmışlardır.faydalı olmuşlarmıdır.bence ülkemizin dört bir taraftan kuşatıldığı o dönemde yerel halkın savaşa dahili,savaştan kaçmaların önlenmesi,olayın farkında bile olmayan ingilizlerin esareti altındaki istanbul hükümetinin emirleri doğrultusunda isyan çıkaranların isyanlarının önlenmesi açısından faydalı olmuştur.
***************
Ali Haydar Çetinkol:
SEVGİLİ YEĞENLERİM HEPİNİZE SEVGİLER... SAYGILAR SUNARIM !.. Özellikle tarihi olayları sağlam kaynaklara dayandırmak gereklidir diye düşünüyorum !.. Ayrıca olaylar nerelerde olmuş ise ; bölgenin SOSYAL ve EKONOMİK yaşantısıda dikkate alınmalıdır !.. Bu konu biraz uzun süreceği için ; bölüm bölüm yazacağım ... EFE KİME DENİR ? " Yunan işgaline karşı direniş Ege Bölgesinde başlar . Hızlı bir örgütlenme oluşur ve direniş hattı kurulur ... Bazı olgular bu direnişin örgütlenmesini kolaylaştırır. Bunlardan biriside bu yörede yaygın olarak bulunan EFELERDİR... Ege Bölgesinde , çeşitli nedenlerle devlet güçleri veya mahalli otorite ile çatışıp yasadışı duruma düşen kişilere E F E denir. Efelerin EGE'de ortaya çıkan bir olgu olması , bölgenin SOSYAL ve EKONOMİK yaşantısında aranmalıdır... Bir kere bu bölge o yıllarda Anadolu'da TARIM ve TİCARETİN en fazla geliştiği bir bölgedir. Böyle olunca , toplumsal tabakalar arasında eşitsizliğin en fazla belirginleşmiş olduğu bölge burasıdır. İşte bu, ÇETEÇİLİĞİ, EFELİĞİ yaratan şartlardan birisidir. Batı Anadolu'da görülen EFELİK bir tepkinin ifadesidir. Toplumsal muhalefetin aldığı bir şekildir. EFE , haksızlığa uğrayan köy insanının MERKEZİ OTORİTE ve onunla içiçe geçmiş olan YEREL OTORİTEYE ( ağa, tefeci, derebeyi vs.) karşı direnişin sembolidir. EFELERİN dağa çıkmasının nedenlerinde benzer yanlar çoktur. Y aAĞAYA karşı gelmiştir, ya JANDARMANIN haksızlığına tepki göstermiştir, ya da başlık parası yüzünden evlenemediği kızı kaçırmış, ailesi ile çatışmaya girmiştir. Ege yöresinde diğer yerlerde de olduğu gibi çeşitli nedenlerle dağa çıkan EFE ; derhal var olan bir ÇETEYE girer. Böylece çetelere sürekli yeni elemanlar katılır. Birinci Dünya Savaşı döneminde , Osmanlı Ordusunun dağılması , otorite boşluğu ve diğer SOSYAL -EKONOMİK şartlarla birleşince , dağlardaki çetelerin kadroları oldukça fazlalaşır . İşte , KUVAY-I MİLLİYE'nin kurulduğu şartlarda EGE BÖLGESİNDE bu güç , örgütlü ve silahlı bir şekilde varlığını sürdürüyordu. İzmir'de emperyalizmin desteğinde Yunan işgaline karşı ilk başkaldıran örgütlü güç ÇETELER olmuştur... " . ( Bilgi kaynağı : Cemal Şener ). Diğer yazılarım da ; CERKES ETHEM- DEMİRCİ MEHMET EFE ve DENİZLİ OLAYIN'DAN SÖZ EDECEĞİM ... HOŞÇAKALINIZ....
***************
Ismail Yaşar Çömez:
mutlaka efe, düzene başkaldırmış kişilerdir ali abi ama bizim buradaki haklarında fikir beyan ettiğimiz demirci ve çerkez etem v.b gibi efeler yunan işgali dolayısıyla başkaldırmış oldukları düzeninde artık olmayacağı bilincini hemen idrak etmiş,mili mücadele saflarına katılmış efelerdir.. bu efelerin,mücadeleye faydaları olmuşmudur,olmamışmıdır.olanlar vardır.bilhassa sizin çatıştıklarını bahsettiğiniz o devlet güçleri tarafından kendilerine rütbe ve istiklal madalyaları verilmiştir.sevgiler
***************
Koray Tezcan:
Günümüzün efeleri kimlerdir acaba?
***************
İbrahim Helvacı:
Özellikle Demirci Mehmet Efe ve Yörük Ali Efe'nin Milli Mücadele yıllarındaki eylemleri hakkında, olayları bizzat yaşamış, görmüş ve kendileriyle birebir temas halinde bulunmuş olan Sarayköylü Emin Aslan Tokat Bey'in anılarının dikkatle okunmasını tavsiye ederim.
***************
Turhan Eset:
Yanlış kişilerden örnek olmaz.Genelleme yapmak son derece yanlış olur.Lütfen Milli Mücadele'ye çok büyük katkısı olmuş efelerimizin ruhlarını incitmeyelim.Efelerimiz Egenin ruhudur.
***************
KAYNAK:
Hasan Kallimci :Facebook “DÜNYADAKİ SARAYKÖYLÜ DOSTLAR, MERHABA” WEB SAYFASI

Hiç yorum yok: